Ergenekon Destanına göre, bir gün tüm kavimler birleşerek Türkleri hile ile yendiler. Çadırlarını, mallarını, yurtlarını yağmaladılar. Herkesi kılıçtan geçirdiler. İl Han'ın oğlu Kayan ve yeğeni Tukuz,eşleri ile birlikte bu savaştan sağ çıkmayı başardılar. Dağları içinden bir yol bulup ilerlediler. Vardıkları yerde akarsular, çeşmeler, türlü otlar, meyveli ağaçlar vardı. 400 yıl burada yaşadılar. O kadar çoğaldılar ki artık oldukları yere sığamadılar ve bir çıkış yolu aramaya başladılar. içlerinden bir demirci çıkıp dedi ki: "Bu dağda bir demir madeni var eritirsek yol olur." Demirciyi dinleyip dağın geniş yerine bir kat odun, bir kat kömür dizip ateşlediler. Ateş iyice kızdıktan sonra demir dağ eriyip aktı ve Türklere yol oldu. Böylece adını Ergenekon koydukları yerden çıktılar. Bundan böyle o günü bayram saydılar. Her bahar bayramında bir parça demiri ateşe koyup kızdırdılar. Kağan bu demiri kıskaçla tutup örse koyar, çekiçle döverdi. Ardından da beyler gelip aynısını yapardı. Böylece Türklerin kurtuluşuna şükrederlerdi. Oniki Hayvanlı Takvim ve Meliksah'ın Celali Takvimi'nde yılbaşı olarak belirlenen 21 Mart, Divanu Lüigati't -Türk'te de ilkbaharın gelişi olarak belirtiliyor. "Uygur Halk Ağız Edebiyatının Esasları" adlı eserde bu bayramın asırlardır Kazak, Kırgız, Özbek ve Tatar Türkleri tarafından kutlandığı ve Çin halkını da etkilediği anlatılıyor.
Selçuklu ve Osmanlı'da milli bayram olarak kabul edilen Nevruz,Nevruziye adl şiirlerin okunduğu şenliklerle kutlanırdı.
Türkler'in Ergenekon'dan çıkışı, M.Ö.8. yüzyıldan beri Doğu Türkistan'dan Balkanlara kadar tüm Türk kavimleri ve toplulukları tarafından 21 Mart'ta kutlanıyor.
Günümüzde ise 21 Mart gününü içine alan hafta "Türk Dünyası ve Toplulukları Haftası" olarak anılıyor.